İSTANBUL...

Aşığım bu şehre. Krosunu, trafiğini, kalabalığını her şeyini seviyorum. Sevgi kelebeği misin be mübarek demeyin. Öyle çok ayrı kaldım ki bu şehre, doyamıyorum. Sanki bir gün yine onu bırakıp gidecekmişim, yine hasret kalacakmışım gibi hissediyorum ara sıra.
Ne stres yaşarsan yaşa bu şehirde, köprüden geçerken her şeyi unutursun o manzarayı görünce. Ne kadar kızarsan kız bu şehre bir deniz kenarında içtiğin iki yudum çay sana her şeyi unutturur. Aynı evladın gibidir İstanbul,  kızarsın deli gibi ama sana bir bakar, unutursun her şeyi.
İşte bu aşktan olsun gerek İstanbul u anlatmaya çalıştık. Bunlar ilk çıkanlar. Daha başka fikirlerimizde var. Aslında tasarlayacak o kadar çok şey var ki bazen diyorum ki varımı yoğumu harcayıp bir atölye tutayım. Hülya başında ben yanında ikimizin kafasındaki tasarımları çabucak her şeyi ama her şeyi yaptırayım.
El işi mübarek keşke düşündüğümüz kadar yapıp ortaya çıkarabildiklerimiz de o kadar çok olabilse.
Kim bilir belki hayaller bir gün gerçek olur...

MASKOT İLE BICIR

Bu yastığı bir müşterimiz için hazırladık. Hülyacığımın güzel ellerinden çıktı. Kendisi tasarlama konusunda ve tıpkısını aynısı yapmada üstün yeteneğe sahiptir. Müşterimiz kedilerinin resimlerini getirdi. Bir Van kedisi ve birde siyam kedisi varmış. İşte size Maskot ile Bıcır...

PİSİLİ YASTIKLAR

Dükkanı açtığımızdan beri kedili yastık yetiştiremiyoruz. Binbir suratlı kokoş kedilerimiz çok seviyorlar. Herhalde 2 senedir toplam 200 tane kedili yastık satmışızdır. Yapması çok keyifli. Kedileri yastığım üzerine diktikten sonra süsleme aşaması en zevkli tarafı. Çünkü kediyi önünüze alıyorsunuz o an ki ruh haliniz neyse süslemeleride öyle çıkıyor. Vamp kediler, masum kediler, neşeli kediler, kokoş kediler derken birde baktik ki kedili yastık için artık bize gelir oldu insanlar... Buraya 4 tanesinin resmini koydum ama daha çok modelllerimiz var dükkanda...

TALYA GELDİ HOŞ GELDİİİİİİ

7 Şubat 2011 Bu tarih kalbimin yarısının sahibi canım kuzenim LEVENT in ve güzel eşi TUBA nin bize hediye ettiği TALYA nın doğduğu gün.  Geldi, geliyor, oldu btiyor derken bitti bile. Ailemizin yeni en minik üyesi şimdi 5 aylık. Tam bir lokum oldu.
Ona Hülya ile hastane kapısı süsü hazırladık. Değişik olmasını istedik. Zaten her yaptığımız şeyin sıradan olmamasına her yerde görülen şeyler olmamasına özen gösteriyoruz. FARK YARATMALIYIZ...

iŞTE TALYA GELDİİİİ KAPI SÜSÜ... Beğenecekmisiniz bakalım...

BEBEK FESTİVALİ

Blogu festivalden sonra oluşturduğum için sanırım bir müddet anlatmadan geçemeyeceğim güzel şeyleri, oldu bitti bakın ne güzeldi şeklinde yayınlayacağım.
Oldu bitti katagorisine uyan Bebek Festivali anlatacaklarımın en başında geliyor. Bu sene 3-4-5 Haziran 2011 tarihinde gerçekleşen festivalde bizim de standımız vardı. Çok verimli, çok eğlenceli, çok kalabalık çok çok çok herşeyden çok olan bir festival geçirdik.
Geçen sene de katılmıştık. Bu sene daha fazla ürünle giderek daha renkli bir stand hazırladık. Bizi ziyaret eden, bize yardım eden kısacası bize destek veren herkese sonsuz teşekküler.

Bu sene bebek festivali ile ürün çeşidimizin arasına yeni ilave ettiğimiz baykuşlarımız da vardı. Çok beğenildiler. Hepsini sattık... Ama üzülmeyin dükkanımızda yenileri var.

Bunlarda taçlarım :) Taç yaparken her taçtan sadece 1 tane çalışıyorum. Yani kişiye özel...

Arkadaşlarımız geldi.. Bizi yanlız bırakmadılar sağolsunlar..Dost dediğin böyle olur...

Festivalin son günü yorgunluktan bittiğimiz anın fotoğrafı...

Sabahlar dan akşamlara. Akşamlardan sabahlara kadar aylarca birlikte çalıştığımız. Ortağım, can dostum, oğlumun halası, hayatım,herşeyim HÜLYAM.

ELLERİNE, FİKİRLERİNE, YÜREĞİNE SAĞLIK...

3 gün boyunca güne muhteşem bir kahvaltı ile başladık. Nerde ... BEBEK PARKI nda ... DENİZE NAZIR...

Muhteşem dörtlü Abim Ercüment, Yengem Hande ( Onlarında standı vardı. BOYA & GİYİN TSHİRTLERİ ve DİK ve OYNA keçe oyuncakları ile )  Ortağım Hülya ve tabiki, illaki ben ....

Çok güzel bir festivaldi satışlarımız çok güzeldi. Bütün ürünleri Kadıköydeki dükkanımızda bulabilirsiniz.

KEÇELİ GÜNLER :)))

TEŞEKKÜR



Öncelikle bu işe başladığımızdan beri bizi destekleyen herkese ( buradaki herkes o kadar çok ki aslında ama ilk sıralarda  canım arkadaşım ÇINAY, babaların babası ERCÜ BABA ve kalbimin yarısı KUZEN LEVENT, ve tabiki Hülyanın eşi DAMAT MERT ) çok teşekkür etmek istiyorum. Ama ve özellikle ve illa ki canım oğluma, gözümün nuru, hayata beni bağlayan delikanlıma sonsuz teşekkürler. Ev dağıldı, yemek yoktu, sabah okula giderken keçelerin arasından kıyafetlerini bulup giyinip okula gitti, bazen bize yardım etti, bazen evi topladı.... Ama hep destek verdi. Hep annecim bugün nasılsın diye sorarak sıcacık sesiyle bana güç verdi.

SENİ SEVİYORUM DELİKANLIM.. İYİ Kİ VARSIN İYİ Kİ BENİM OĞLUMSUN...



2 koca yıl oldu. Çalıştık çalıştık çalıştık... Zamanla yarıştık. Sabahladık, ümitsizliğe kapıldık işler yetişmeyecek diye... Kermeslere gittik , şenliklere gittik, taşıdık, kurduk, topladık, dükkan geldik yine kurduk. Çalışırken bazen katıla katıla güldük, bazen eskileri andık. Ama hiç yılmadık... ÇÜNKÜ BİZ BU İŞİ ÇOK SEVİYORUZ.